Helal Olsun!

Bir önceki yazımda Top16 daki ilk galibiyetimiz sonrası Aslan Yüreklerden bahsetmiştim.Şimdi ise gerçekten ne söyleyeceğimi bilemiyorum.Maçın başında son topa kadar dediler, son topa kadar mücadele ettiler.İşte bu taraftar bunun için salonu tıklım tıklım dolduruyor, bu Aslan Yürekler için sesi kısılana kadar bağırıyor, bu mücadele için euroleague ekibini taraftar belgeselini çekmeye Abdi İpekçi'ye getirtiyor.Dün o salondaki herkese Helal OLsun! Başka ne söyleyebilirm ki...

Hemen hemen tüm bloglarda bulunan bu fotoğraftan bahsetmek istiyorum.Yakalanan kare gerçekten çok güzel.Ağzında emzik olan Kirilenko ve yara bere içindeki Teodosic'in bulunduğu pankarta bakan Cska'lı basketbolcular.Adeta geceyi özetliyor.

Son olarak maç sonrası yöneltilen "Neden etkisiz kaldınız?" sorusu üzerine Milos Teodosic'in cevabı şöyle, 

"Siz daha önce böyle bir taraftar gördünüz mü? Parkede olsaydınız anlardınız."

Aslan Yürekler

Bugüne ve bu galibiyete anlam katması açısından bu takımın doğuşuna biraz değinmek istiyorum.Geçen senenin başında geldi Oktay Mahmuti ve ekibi.Kağıt üstünde 3 sene yazıyordu yani uzun vadeli bir plan hazırlanmıştı son haftada küme düşmekten kurtulan takım için.Bütçeler doğrultusunda transferler yapıldı ve yeni bir

Saha Zemini...

Galatasaray Eskişehir'den puan kaybıyla dönüyor.Peki bu puan kaybı son haftaların en formda takımı, 9 da 9 yapan aynı zamanda lig lideri olan Galatasaray'dan bekleniyor muydu?

Açıkcası zor maç olacağı ortadaydı ama böyle kötü bir futbolla birlikte puan kaybı beklenmiyordu.Puan kaybının en önemli unsurlarından birisi ise antrenörümüz Hasan Şaş.Maça bir gün kala Eskişehir'de verdiği demeci aynen aktarıyorum;"Akşam saatlerinde -8 derece gibi bir hava ve kar yağışı bekleniyor. Alttan da buz olursa futbolcu arkadaşlarımız, hem bizim takımımız, hem de Eskişehirsporlu oyuncular zorlanabilir. O konuda bir sıkıntı var. Dileriz ki akşam maç oynanırsa hiç kimse sakatlanmadan mücadeleyi bitirmiş oluruz."Futbolcular bu sahada ''Bir an önce maç bitsin, sakatlanmayayım, sakatlık olmadan bu maçı bitireyim''düşüncesinde olurlar.Çünkü gerçekten sakatlanmaya müsait bir maç. Çapraz bağı gibi, menisküs gibi, yere düşüldüğü takdirde kırılma tehlikesi olabilir."

4-4-2 ve Baros!

Fatih Terim'in taktiği dendiği zaman hep akıllara şu gelir; 3-5-2 yi tersten oynamak.Hatırlarsınız ki Uefa serüveni bu taktikle gelmişti, Ümit ve Ergün'ün hücuma sürekli destek vermesiyle birlikta orta sahayı 5'leyip inanılmaz mücadeleci bir takım oluşturulmasıyla.Ancak bu taktiği günümüz futboluna uyarlayabilmek çok zor.Savunma yapmanın her geçen gün daha da zorlaştığı futbolumuzda defansı riske etmek o kadar da akıl kârı bir durum değil.

Lefter!!!

Mekanın cennet olsun Lefter Küçükandonyadis.Gittiğin yerde Metin Oktay'a selamlar olsun bizden.


(Türkiye milli maçında en solda Metin Oktay, en sağda Lefter Küçükandonyadis, İnönü stadı)

Transferde İlk Hamle

Uzun zamandır uğraşılan transfer gerçekleşti sonunda.Fatih Terim'in kanat rotasyonunda istediği yerli oyunculardan belki de en iyisi kazandırıldı takıma.Hem de piyasanın çok altında bir transfer ücretiyle.Öncelikle takımdaki sıkıntılara bakarsak Riera ve Kazım'ın formsuzluğuyla birlikte en çok göze çarpan nokta kanat sıkıntısıydı.Transfer sezonu boyunca en çok takviye buraya yapılacak gibi görünüyordu.İlk hamle de buraya geldi haliyle.Transferin zamanlaması biraz geç de olsa çok yerinde ve doğru bir transfer olması çok sevindirici.

Thierry Henry!

Kariyerinin en önemli yıllarını geçirdiği Arsenal'e golle döndü.Evet o Arsenal taraftarı için yaşayan bir efsane, belki de futbolu seven herkes için öyle.Muazzam bir kariyere sahip hatta Emirates de heykeli bile var.Ama her zaman daha iyisini istemek, duygularını bir kenara bırakıp profesyonelce hareket etmek en doğrusu anlamına gelmiyor.

Sizce de Fark Var Mı?

Takip ettiğim spor bloglarından Sportif Cümleler'de denk geldim bu fotoğrafa.Oradan alıntı yapıyorum ama paylaşmasam içim rahat etmeyecekti.Sizce de fark var mı?

TRT?

                                       TRT bile rengini belli etmiş...

Melo'suz Zor...

Maçı değerlendirmeye başlamadan önce birkaç noktaya değinmek istiyorum.

Sezonun ikinci yarısı ne zaman bitti de dün başladı, henüz bu durumu idrak edememişken TFF'nin bu sene alışık olduğumuz, süregelen saçmalıklarından birine daha şahit olduk.Bildiğim kadarıyla devre arası transferleri sezonun kalan yarısında takımın eksiklerini gidermek ve takıma ekstra güç katmak amacıyla yapılır.